BASINDA BİZ

ŞİŞKO OSMAN HALICILIK
TURİZM SANAYİ VE TİCARET LTD.

Kapalıçarşı Zincirli Han No: 15    34126 İstanbul / TÜRKİYE
Phone: (90) - 212 - 528 35 48 , Fax: (90) - 212 - 526 72 87

Web site: www.siskoosman.com
E - mail: siskoosman@siskoosman.com

Print

 

ileri >
< geri

HALILARIN PEŞİNDE BİR ÖMÜR

Umut, sevda, hüzün, mutluluk, acı, hasret.. Dudakların ifade edemediği daha pek çok duygunun hayat bulduğu halı tezgahları.. Genç kızların tüm beklentilerini düğüm düğüm dokudukları, her ilmiğe bir duygularını bağladıkları binbir güzellikteki halılar, kilimler ve bu güzellikleri bulmak için tam elli kez Anadolu'yu baştan başa dolaşmış bir insan; Osman Şenel..



Halı veya kilime sevdalı olanlar mutlaka duymuşlardır Osman Şenel'in adını.. Ya da kartvizitinde de yazdığı gibi; nam-ı diğer Şişko Osman'ı... Bütün hayatını Türk halısının dünya'da bir numara olduğunu ıspatlamaya adayan Şenel, Kapalıçarşı'daki dükkanında, Anadolu kadınının, yaratıcılığını, duygusallığını ve ince zevkini gözler önüne seren el emeği, göz nuru halıları, kilimleri dünyanın her köşesinden gelen müşterilerinin beğenisine sunuyor. Çoğunluğu yabancılardan oluşan halı meraklılarına, ücretsiz danışmanlık da yapan 71 yaşındaki Şişko Osman'ın bilgilerinden yararlanabilmek için özellikle Amerika'lılar, günübirlik İstanbul'a geliyorlar.


Türkiye halıcılığı hakkında birçok ülkede konferanslar veren Şenel'i yine böyle bir konferansa katılmak üzere Paris'e gitmeye hazırlanırken yakalıyoruz. Sohbetimiz ilerledikçe de karşımıza en az halılar ve kilimler kadar renkli bir hayat çıkıyor. Şöyle ki Osman Şenel; Osmanlı Sarayları'nın zeminlerini eşsiz el dokuması halılarla kaplayan bir aileden geliyor... Fransa'da siyaset ve ekonomi, Kahire'de arap dili ev edebiyatı eğitimi almış ve tam yedi dil biliyor... Yıllardır Anadolu'yu karış karış dolaşarak, çeyiz sandıklarında saklı kalan ve eşi benzeri bulunmayan halıları, kilimleri bulup ortaya çıkarmak için çalışıyor.. Halılardan sonra en büyük tutkusu ise kitap okumak..


"Halıların üzerinde oynayarak büyüdük. Halı sevgisi önce ayaklarımıza değdi sonra her tarafımızı sardı" diyor bütün ömrü halılarla iç içe geçen Şenel ve ekliyor:"Benim için halı görmeden geçen gün kayıp bir gündür"...

Her gününü kilimlerin, halıların renkli dünyasında geçiren Şenel şöyle konuşuyor: "Halı benimle konuşur.O, bana derki ben çok fakirim, çok mutluyum ya da mutsuzum... Genç kız, dokuduğu her motifte, kullandığı her renkte bir duyguyu her motifte, kullandığı her renkte bir duyguyu anlatır. Kaç tane çocuğu olduğunu, sevdiği kişiyle evlenip evlenmediğini belirtir. Örneğin bir gül koyar halının köşesi ne, o zaman anlarız ki kızın adı 'Gül' dür..." ...

Dededen kalma halıcılığı meslek olarak değil, yaşama biçimi olarak seçen Şenel:"Bu halıcıyım, halı tüccarı değil. Bu işi ticari kaygılarla yapmıyorum. Amacım kar etmek ya da para kazanmak değil. Tek amacım var Türkiye'nin halısını tüm dünyaya tanıtmak. İsteyen herkes bu dükkana gelir, oturur. Saatlerce konuşuruz, sonra kalkıp gider... Ben o kişiye halı satmaya çalışmam. Halıyı, ondaki emeği anlatırım" diyor ve şöyle devam ediyor:"Şimdi piyasada olan arkadaşlar halı tüccarıdır. Tek gayeleri kar etmek, para kazanmak... Dükkana giren herkese sadece halı satmaya çalışıyorlar."

Aile büyüklerinin halıcı değil de okuyup memur olmasını istediklerini anlatıyor Şişko Osman, "Ama halı bir hastalıktır. Bir kere damara girdikten sonra daha kurtuluş yok.Çünkü halı bambaşka bir alemdir, bir okyanustur... Gün geçtikçe onu daha fazla sever, bağlanırsınız ve bir daha ayrılamazsınız..."

Televizyon halıcılığı bitirdi

Değişen ekonomik ilişkilerin ve televizyonun yaygınlaşmasının temel kaynakları olan Anadolu'da halıcılığı tüketme noktasına getirdiğini, el emeği, göz nuru halıların giderek azaldığını belirten Şenel: "Eskiden Anadolu'ya yaptığım bir aylık seyahatimde 100-150 halıyla dönerdim. Şimdi ise 20-25 halıyla dönüyorum. Çünkü geç kızlarımız halı tezgahlarının başında zaman geçirmektense televizyon seyretmeyi değil başında zaman geçirmektense televizyon seyretmeyi yeğliyor. Ayrıca kızlarımız artık gidip fabrtikalrda çalışıyorlar ve bitirdikleri paralarla maalesef makina halısı alıyorlar. Halbuki eskiden genç kızların bütün göz nuru, el emeği, düşün cesi ve zevki halıydı. Gece yarılarına kadar tezgah başına oturup evlenmeden önce bütün benliklerini ortaya koydukları halılar dokur, sevgi dolu, ümit dolu özgün halılar yaratırlardı. Evlendikleri zaman da bu halıları büyük bir gururla götürürler, düğünlerde, bayramlarda çeyiz sandıklarından çıkararak gelen misafirlerine göstermek için sererlerdi.Onlar için bunlar bir övünç kaynağıydı. Artık böyle halılar kalmadı..."

Osman Şenel, bir halının diğerini belirleyen etmenleri şöyle sıralıyor: "Halı bir tablo gibidir, öncelikle tek olamsı gerekir. Renkler gayet uyumlu ve tamamen köklerden elde edilmelidir. Çünkü bınlar hiçbir zaman solmazlar. Ama her şeyden önemlisi bir canı, hikayesi, güzelliği olmalıdır". Böyle halıları gördüklerinde mutlaka bir yolunu bulup satın aldıklarını vurguluyor Şişko Osman... Televizyonun ilk yıllarında köy köy dolaşp topladığı halılar karşılığında televizyon dağıtmış... İsteyene buzdolobı, isteyene un vermiş..." Bizim meslek biraz balıkçılığa benzer... Rastgele deniz... Bazen aradığımızı buluruz, bazen bulamayız... Bazen aradığımızı buluruz, bazen bulamayız... Bizim için tüm Türkiye bir deniz ve biz bu denizden bir şeyler toplamaya çalışıyoruz" diyor.

Anadolu'da topladığı nadide parçalardan oluşan zengin bir koleksiyou da bulunan Şenel, bu özel hazinesinde her yöreden en değerli olarak ayırdığı birkaç tane halının ve kilimin yer aldığını belirtiyor. Koleksiyonuna kattığı halı veya kilimin daha iyisini bulduğunda diğerini sattığını ve daha değerli olanı sakladığnı belirten Şenel, "Her yörede mümkün mertebe en iyisini elde etmeye çalışıyoruz" diye konuşuyor.

Çeyiz sandıklarını, saklı kalan güzellikleri bulmak için sık sık Anadolu'ya gidiyor. Şişko Osman ... Son gidişinde 45 gün içerisinde tam 10 bin kilometre yol katettiğini belirtiyor. Çünkü yeryüzünde hiçbir kızın, Tür kızı haricinde bu kadar uyum içerisinde renk cümbüşü yaratamadığını, Türk kızların motiflerinin dünyada tek olduğunu vurguluyor ve pek çok Avrupalı ressamın, Anadolu'nun halı motiflerinden esinlenerek tablolar yaptığını söylüyor.

Halıların, özellikle renk bakımından yöreden yöreye büyük farklılar gösterdiğini ifade eden Şişko Osman, hiçbir zaman bir genç kızın motifini çalmadığını, bu nedenle de elinde bulunan halıların bir eşinin daha dünya üzerinde bulunmadığını kaydediyor. "Her parçanın başka bir örneğin bulunmaması"nın Anadolu halısını dünyada bir numara yapan temel özelliklerinden biri olduğunu dikkat çeken Şenel, diğer ülkelrde toplu üretime erken geçirildiğinden, kıymetli olarak nitelendirilen halıların ikinci bir kopyasının bulunduğunu hatırlatıyor. Halılarda, kilimlerde en çok "Allah'a yaklaşma ve bolluk" simgesi olan motiflerin kullanıldığını belirten Şenel, bazı aşiretlerin kendilerine ait birtakım işaretlerinin veya modellerinin bulunduğunu ve bunu o aşirete üye olan herkesin dokuduğu halıyı kattığını kaydederek: "Böylece biz o halının hangi yöreye ya da aşirete ait olduğunu anlarız" diye konuşuyor.

Her halının bir hikayesi var

Elde ettiği her halının bir öyküsü olduğunu söylüyor Osman Şenel ve bunlardan birini şöyle aktarıyor: "Yaklaşık 15 yıl önce Yahyalı yöresinde halı toplamaya gitmiştim...
Civarındaki bir köyde yaşı bir kadında kendi dokumuş olduğu ilginç bir kilim olduğunu öğrendim. O köye gittim, yaşlı kadın, ekmek pişiriyordu. 75-80 yaşlarındaki kadından pişirdiği ekmekten istedim. Bunun üzerine kadın, pişirdiği ekmeğin çocuklarına ve torunlarına ancak yeteceğini2 söyledi. Ben de parayla satın alacağımı belirttim. Kadın, paranın önemi olmadığını, bu yıl çok kıtlık yaşadıklarını ve un bulunmadığını açıkladı. Kadına üzerinde oturduğu kilimi göstererek; 2Peki şu kilim için benden ne istersen?' diye sordum. Yaşlı kadın, 2Eğer dört, berş çuval un getirirsen sana bu kilimi hediye ederim' dedi. Tekrar Yahyalı'ya indim. Bir traktör un topladık ve traktörle köye döndük. Ona, kilimini kimseye satmayacağıma dair söz verdim. O, kilim şu an benim özel koleksiyonumda duruyor..."


Osman Şenel, pek çok Avrupalı ressamın Anadolu'nun halı motiflerinden esinlenerek tablolar yaptığını söylüyor. Çünkü yeryüzünde hiçbir kızın, tür kızı haricinde bu kadar uyum içerisinde renk cümbüşü yaratamadığını ve Türk kızlarının motiflerinin dünyada tek olduğunu vurguluyor

Halının kıymetini bilmiyoruz

Şişko Osmanı'ın yakındığı konuların başında toplumun bu tür halıların kıymetini bişlmesmesi geliyor. Birçok nadide parçayı inanılmayacak halde bulduklarını ve bunları otantik yapılarını bozmadan tamir ettiklerini belirten Şenel, "Türkler, halı yapmasını bilir ama bakmasını bilmez" diyor. Bununla ilgili bir anısını ise şöyle anlatıyor Osman Şenel: "Birgün Beyazıt'ın ara sokaklarında dolaşırken genç bir kadının kıymetli bir halıyı balkona çıkarıp sopayla dövdüğünü gördüm. Bunun üzerine' aman kızım ona vuracağına, gel bana vur2 dedim. Kadın ona laf attığımı zannederek, 'Terbiyesiz ihtiyar, yaşından başından utan2 dedi. Kadının kocasının akşam kaçta evde olduğunu öğrendim ve o saatte gittim. Gündüz yaşanan olayı anlatark halıyı satın almak istediğimi söyledim. adam halıyı bana sattı. şimdi o halı bende..."

" Yabancılar, bizim halılarımız bizden daha iyi tanıyorlar " diyen Şenel, Türk halısını anlatan Almanca, Fransızca, İngilizce ansiklopedilerin bulunmasına karşın , doğru dürüst Türkçe bir halı ansiklopedinin oladığı belirtiyor. Kök boyası hakkında tüm bildiklerini yazıya döktüğüni söyleyen Şenel, kendisinden sonra isterlerse bu notarın yayınlanabileceğini ifade ediyor.

"Picasso gibi büyük bir ressamın eselerinin de kopyaları yapılabilir aama bunlar hiçbir zaman Picasso'nun eserlerinin yerini alamaz" diye konuşan Şişko Osman, halıların da düğümle yapılmış reimler olduğunu, bu ndenle eski ve çok değerli parçaların kötü kopayalarının yapılmaması için modellerini vermediklerini vurguluyor.

Esas olarak Anadolu kızların evlenmeden önce dokudukları çeyiz parçalarının izini sürdüklerini vurgulayan Şenel, "Anadolu'ya giitiğimiz zaman köyleri geziyoruz. Oturup yöre halkıyla sohbet ediyoruz. Bu sohbetler sonunda mutlaka çeyiz sandıklarından bir şeyler çıkıyor" diye konuşuyor.
"Parasız gezeriz ama halısız gezmeyiz" diyen Şenel, çeyiz sandıklarından yeni parçalar bulup, gelecek nesillere ulaştırmak için Anadolu'yu dolaşmaya devam edeceğinin altını çiziyor.